HiKaYeLeR

Benim adım kartanesi. Bir bulutun karnından doğdum. Ama hikâyem, Afrika’nın uçsuz bucaksız çöllerinde başladı. “Bir kar tanesinin hikâyesi nasıl olur da çöllerde başlar?” diye meraklandıysanız, anlatacaklarımı dinlemelisiniz. Daha önce böyle bir hikâye dinlemiş olsanız bile, dinleyin beni. Çünkü bir kar tanesinin hikâyesi, bir başka kar tanesinin hikâyesiyle—emin olun—asla aynı değildir.

Devamini Oku

Dört Mum

Dört mum yavaşça yanıyordu,ortam çok sessizdi ve konuşmaları duyuluyordu..
1. mum konuştu:
-Ben "barışım" dedi.Hiç kimse benim yanık kalmamı istemiyor biliyorum ki
söneceğim dedi.
kısa bir süre sonra alevi azaldı ve söndü.

Devamini Oku

'Ben askerdeyken...' Askerlik hatıraları ( 2)

Koşu
Askere gitmeden önce en çok çekindiğim konuların başında koşu meselesi geliyordu. Askere gitmeden önce arkadaşlar öyle bir anlattılardı ki sanki yapılması imkânsız gibi geliyordu.
Bir gün denetleme koşumuz vardı. Ben de koşacak gruba seçildim. 14 dakikada 3000 metre koşulacak. Kendimi biliyorum, koşamam. Askere gelmeden önce deniyordum, 3000 metreyi 18-20 dakikadan kısa sürede koşamıyorum. Düşünün o kadar ciddiye aldım ki hadiseyi, talimler yapıyordum gitmeden.

Devamini Oku

'Ben askerdeyken...' Askerlik hatıraları

Geçtiğimiz günlerde bir dost meclisinde askerlik günlerinden söz açıldı. Sırasıyla herkes askerlik anısını anlatıyordu. Başladım ben de anlatmaya. Baktım benim anılara bayağı bir ilgi uyandı. Şimdiye kadar neden yazmadım ki diye düşündüm başladım yazmaya.
Ağustos 2003 döneminde Adana’da 293. kısa dönem olarak askerlik yapan tüm arkadaşlarımın kulakları çınlasın.

Durdurulamayan asker
Askerliğimizin ilk günleri ve ilk eğitim çalışmalarını yapıyoruz. Bir arkadaşımız hareketleri yapmakta zorlanıyor. Buna sinirlenen komutanımız arkadaşımıza istikamet veriyor.

Geçtiğimiz günlerde bir dost meclisinde askerlik günlerinden söz açıldı. Sırasıyla herkes askerlik anısını anlatıyordu. Başladım ben de anlatmaya. Baktım benim anılara bayağı bir ilgi uyandı. Şimdiye kadar neden yazmadım ki diye düşündüm başladım yazmaya.
Ağustos 2003 döneminde Adana’da 293. kısa dönem olarak askerlik yapan tüm arkadaşlarımın kulakları çınlasın.

Durdurulamayan asker
Askerliğimizin ilk günleri ve ilk eğitim çalışmalarını yapıyoruz. Bir arkadaşımız hareketleri yapmakta zorlanıyor. Buna sinirlenen komutanımız arkadaşımıza istikamet veriyor.

- İstikamet sağ, marş marş!
Arkadaşımız sağ tarafına doğru ok gibi fırlıyor. Başlıyor koşmaya. Her geçen saniye mesafe açılıyor.
Komutan; “Dur!” komutu veriyor. Veriyor vermesine de mesafe o kadar açılmış ki duyur duyurabilirsen.
- Askeeer duuur!


Hâlâ koşuya devam.
- Heeeyyy dursanaaa!
Duymasına artık imkân yok. Eğitim sahası neredeyse bitecek.
- Adama bak yahu neredeyse firar edecek. Ooolum duuur!
Komutan toplu halde bulunan askerlere dönerek,
- Hızlı koşan biriniz koşsun şu adamı yakalasın, yoksa bu sabaha kadar koşar.
....
Babanın oğluna nasihati
Askerliğin vazgeçilmezlerinden biri mıntıka temizliğidir. Herkesin bir sorumluluk bölgesi olur, o kişi bu bölgeyi tertemiz yapar. Bulunduğumuz yerin otoparkının mıntıkası o gün bize kalmıştı. Birkaç arkadaş otları yoluyorduk. Herkeste bir bezginlik var. Sıcak müthiş, otlar gür. Bu şartlar altındayken yoldan geçmekte olan bir adam ve yanında da 8-9 yaşlarında bir erkek çocuğunun arasında geçen konuşmaya şahit oluyoruz.
- Bak oğlum sen de büyüyünce okumazsan bunlar gibi askerde ot yolarsın!
Türkiye’nin değişik üniversitelerinden mezun olmuş kısa dönem askerlik yapan arkadaşlarla o sıcakta, o ruh haliyle, yıkıldığımız andı. Bir hafta etkisi üzerimizden gitmedi.
....
Poşet
Askerdeyken, kısa dönem askerlere, askerler arasında neden poşet dendiğini öğrendim. Nedeni şuymuş: Kısa dönem ve uzun dönem askerler karışık bir şekilde eğitim alanındalarmış. Yeni yağmur yağdığı için de yerler cılk çamur. Komutan, askerleri gruplara ayırmış ve emir vermiş.
- Eğitim sahası bir tur koşulacak. Sonra yemeğe gidilecek. Yemekte bir kişinin botunun çamurlu olduğunu görürsem yakarım.
İlk gurup koşmuş, tur bitirilmiş, fakat botlar çamur içinde. Hemen temizlemeye koyulmuşlar. Kimi başarmış, kimi başaramamış. Geride henüz koşmaya başlamamış askerler de ne yapacaklarını düşünüyor. Mecburen koşacaklar da çamurlar ne olacak. En sonda koşma sırasını bekleyen kısa dönem askerler kafayı biraz yorup işin içinden çıkmışlar. Ayaklarına poşet bağlayan kısa dönemler botlarına bir gram bile çamur değmeden parkuru tamamlamış. Bunları gören bütün bölük çok gülmüş,

 
 
Bugün 2 ziyaretçi (4 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol